Çar. Eki 9th, 2024

 20 Temmuz Kıbrıs Türkü’nün Var Olması

Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi, KKTC’nin 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 49. yıl dönümünde KKTC İstanbul Konsolosluk himayesinde düzenlediği resepsiyonda okunan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar mesajında “20 Temmuz Kıbrıs Türkü’nün var olma mücadelesidir.” Anlamında günün mana ve ehemiyetini bildiren sözcüktü. 

Başkanlığını Zehra Bilge Eray’ın yaptığı Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) İstanbul Başkonsolosluğu ile birlikte, KKTC’nin 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 49. yıl dönümü münasebetiyle Beşiktaş’taki Yıldız Parkı Çadır Köşkü’nde resepsiyon düzenledi.

Gerçekleşen resepsiyona İstanbul Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek, KKTC’nin İstanbul Başkonsolosu Seniha Birand Çınar, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ali Sivri ile askeri yetkililer, (TKKTTO ) Kuzey Kıbrıs, Türk Ticaret odası Derneği Başkanı Uğur Özgöker, İstanbul Turizm Platformu  Direktörü  Dr. Şengül Altan Arslan, Başarılı Uluslar arası Avrasya zirveleri düzenleyen  Marmara Vakfı Temsilcisi Engin Köklüçınar, Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr.  Hasan Akün başta olmak üzere Kıbrıs gazileri, Dışişleri Bakanlığı temsilcileri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi temsilcisi, siyasi parti temsilcileri ve seçkin elit davetliler katıldı.

Resepsiyon başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere  gazilere saygı duruşu ve ardından tüm katılımcıların yükses sesle İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.

Erenköy mücahit Özmen İkibiroğlu tarafından, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın gönderdiği mesaj okundu.

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın mesajı, “Kıbrıs Türkü’nün var olma mücadelesinde en önemli anlardan olan 20 Temmuz 1974’ün 49. yılını idrak ediyoruz. Kıbrıs Türkü’ne barışı ve huzuru getiren Mutlu Barış Harekatı’nda şehit düşenleri rahmetle yad ederken tüm gazilerimizi de minnetle selamlıyorum.” özetindeydi

Resepsiyonda Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şube Başkanı Zehra Bilge Eray yaptığı konuşmasında tüm olayların tarihçesine ufuk turu attırdı. Türklere karşı Rum zorbalığını, EOKA terör örgütünün katliamlarını, Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kuruluşunu ve Kıbrıs Barış Harekatı’nı özetledi.

Kıbrıs Adasında 1974 harekatına kadar giden sürecde  ilk adımlar 1950’li yıllarında başlandı. Rumlar, Yunanistan’a katılmak için çeşitli faaliyetlere girişince Türkiye de meseleye dahil oldu. Adada iki toplumlu bir devletin kurulması için harekete geçildi. Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin yürüttüğü görüşmeler sonucunda 1959 yılında Türk ve Rum halklarının ortak yönetecekleri bir Kıbrıs Devleti’nin kurulması kabul edildi. Varılan mutabakata göre Türkiye, Yunanistan ve İngiltere garantör ülkeler oldu. Kıbrıs’ta anayasal düzeni bozmaya yönelik herhangi bir girişimde bu üç devlete müdahale yetkisi verilmiş oluyordu. 

Kıbrıs Devleti kuruldu Barış bir türlü oluşmadı. Rum siyasetçiler, Yunanistan’la birleşme amacından hiç vazgeçmedi. Rumların bu yolda örgütlenerek harekete geçmesi çok sürmedi. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı olarak seçilen Makarios öncülüğünde kurulan EOKA (Kıbrıs Milli Mücadele Örgütü) adlı Rum örgütü, Türklere karşı saldırılara başladı. Ada’da Kıbrıs Türkü’nün sağduyulu ve barışçıl tutumlarına rağmen Rumların, Kıbrıs Türklerinin malına el koyduğu ve işkencelerle şehit edildi. 

Türkiye Cumhuriyeti, 20 Temmuz 1974’te garantör devlet olarak müdahale hakkını kullandı. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Kıbrıs Barış Harekatı’na karadan, denizden ve havadan başlamış oldu.

Türk askeri, 20 Temmuz 1974’te gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı ile tarihin sayfalarına altın harflerle yazdırdı. Kıbrıs Türkü’nün özgürlüğünü ve bağımsızlığını ilan etdi.

.Zehra Bilge Eray’ın yaptığı konuşmanın duygusal sözleri ise “Vatanımız olan Kıbrıs topraklarına hemen her aileden şehitler ve kayıplar verdik. Özgürlüğümüz ve bağımsızlığımız için büyük imkansızlıklara rağmen 7’den 70’e çocuk, genç, ihtiyar birlik ve beraberlik içinde direndik ve savaştık. 1974 yılı 20 Temmuz günü, ikinci kez şanlı Türk ordumuzla, Mehmetçiklerle kucaklaşana kadar biz mücahitler, mücadelemize devam ettik.

Bugün birilerinin telaffuz ettiği gibi Kıbrıslı değil, Kıbrıs Türkü’yüz. Kanlarıyla, bayrağı bayrak, Kuzey Kıbrıs’ımızı bize vatan yapan Mehmetçiklere, mücahitlere ve ana vatanımıza sonsuz şükran borcumuz vardır. Dünyaya ve özellikle Kıbrıs’ta ve Türkiye’de duyması gereken herkese haykırıyoruz ki, o bayrak gönderden indirilemeyecek, KKTC, Güney Kıbrıs’a yamanamayacaktır.” İfadeleri yoğun alkış aldı.

KKTC’nin İstanbul Başkonsolosu Seniha Birand Çınar da konuşması aynı zamanda veda niteliğinde oldu.

Bandonun icra edeceği Mücahitler Marşı”ndan bir bölümü dokunaklı, gözleri dolarak okudu.

Konsolos Birand Çınar, “20 Temmuz’un 49’ncu yıl dönümü. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’ncü yıl dönümü. Bu tarihler hepimize Türk ulusunun ne yollardan geçip bu noktaya geldiğini, ne mücadeleler verdiğini anlatmaktadır. 11 yıllık bir hak, hukuk, hayatta kalma mücadelesi vardır. Ve bu çerçevede hep hatırlatmak isterim. Birleşmiş Milletler Barış Gücü adaya 1964’te konuşlandırılmıştır. İşte bu mücadelelerden bir tanesi, Kıbrıs Türk halkının 1963-1974 yılları arasında vermiş olduğu varoluş mücadelesidir. İşte 20 Temmuz 1974, bir dönüm noktasıdır. Bu onurlu mücadelede gerisinde. Eğer Rum tarafı Yunanistan’ın söylediği gibi, dünyayı inandırmak istediği gibi, Kıbrıs sorunu 1974’te başlayan bir işgal sorunu olsaydı, o zaman 1964’te Birleşmiş Milletler Barış Gücü’nün Kıbrıs’ta ne işi vardı Bu çerçevede hep hatırlatmak isterim ki BM Barış Gücü, Ada’ya 1964’te konuşlandırılmıştır.20 Temmuz 1974, bu onurlu mücadelede bir dönüm noktasıdır. Gerisinde 11 yıllık hak, hukuk ve hayatta kalma mücadelesi vardır.” açıklamalarda bulundu, İstanbul Konsolosluk hizmetinin bitişi ile kısa veda sözleri ile tamamladı.

Resepsiyon “Mücahitler Marşı”, “Türk Marşı” ve kahramanlık türküleri eşliğinde sunulan ikramlarla  sona erdi.

yilmazparlar@yahoo.com

KKTC 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Resepsiyonu