Paz. Kas 24th, 2024


Nemrut bizde değilde Başka Ülkede olsaydı. Türkiye’ye gelen turist sayısından fazla ziyaretcisi olan destinasyonlardan biri olurdu
Yürekler acısı, İstanbul Topkapı surları gibi otantiği bozulan yer oluyor, Nemrut..
Maymun kafesi gibi bir kafes Apollo heykelinin başında, bahçe duvarı gibi çevreye lüzumsuz istinad duvarı, Yol inşatında çalışan işcilerin uyduruk barakaları gibi tepede 2-3 çok çirkin barınak külübesi, ve en yakın tuvaleti zirveye 2 km. mesafedeki 40 yataklı küçük bir oteldeki ihtiyaçların karşılanmasıyla  turizmden kültürden, bahsedemezsiniz. Çirkinleştirmek için ne gerekiyorsa o yapılıyor.

Nemrut’da güneş var, doğa var, tarih var, sanat var, dünya harikası var, kutsallık var, hazine var, Turizmde yeni arayışlar, alternatif turizm arayanlara büyük fırsat var. Ancak kapasite yok. Yani zihin, algılama yok.
Bir zamanki Kültür ve Turizm Bakanın “Nemrut heykelerin Replikalarını yapacağız,  Orijinallerini müzeye taşıyacağız” sözü üzerine Sayın Bakanım hava almaya mı çıkacaklar ziyaretciler ? esası olmadıkca nasıl büyülenirler dediğimiz gibi.
Malatya Uluslar arası Film Festival organizasyonu yaptığı bu başarılı festival ile gerek Malatya tanıtımı gerekse Ülke turizmine katkı sağlamayı hedeflerken, Nemrut’a da gezi etkinliği düzenledi. Yerli yabancı sinema yapımcıları ilham alabileceği yaptıkları filmle Bölge dolayısıyla Ülke turizmine katkı sağlıyabileceği inancı düşüncesi içerisinde düzenlenen etkinliğe ilgi yoğunluktaydı.
Acaba hazırmıyız ? Turizm için sorgulamalarımızı da beraberinde getirdi.
Geceleyin tüm manzarayı kuşatan yıldızların altında aracımızın çıkamadığı yaklaşık 2 km.lik yürüdüğümüz toprak bozuk yoldan tepeye tırmanma heyecanımız güneşin doğuşuna az zaman kalmasıydı.

5 kez ziyaret ettiğim yerden güneşin doğuşunu ve tepeye heykellere verdiği kızıllık renk her güne dönüşse yine de doyum olmaz. O kadar yükseklikde o günün şartlarında yapılan bu büyülü akıl almaz klasik dünya harikalarına eklenmesi gereken muhteşem yapıtlar, ne yazıkki yıpranıyor.
Medeniyetin 3 Faktörü Yol-Su- Elektrik malasef burada yok. Dünya Dağ turizminde daha rakımlı yerlerde son derece lüks oteller yollar bilinirken, neden, inşaatdan yoldan hahsedildiğinde gelişen dünya ülkeleri sıralanmasında şu sıradayız diyen ülkemde yok.
UNESCO tarafından kültür mirası listesinde olan, dünyada benzeri olmayan 2150 metre yükseklikteki gerçekten dünya harikası, yapıldğı tarih ile günümüze kültür köprüsü kuran bu inanılmaz görkemli eserler. M.Ö 850 yıllarında belgelenen uygarlığın ürünleri, o günkü bilincin harikasını taşırken, günümüz teknolojinin nimetleriyle koruyamamanın, kaderine terk edilmiş,  hiç bir şey yapamamanın, bir tuvaleti bile olmayan ayıbı taşımaktayız.
Malatya film Festival katılımcılar arasında, Uluslararası sinemacılar bu şaheser yerde film yapmayı düşündüklerinde alt yapıyı hatırlamazlar mı?
İki şehir arasındaki Malatya-Adıyaman milletvekillerin sahiplenmek istediği bu kültür harikasına önce gidilecek çağdaş dünyamızın modern bir yolu olması lazım. Siyasi düşünceler yerine Milli park dahilinde olan bu kutsal yere sanatı, kültürü, mirasını (Daha doğrusu miras demek yerine emanet kültür varlıklarını ) seven Ülke vatandaşı olarak gereken hizmeti vermek lazım.
Yakın çoğrafya Akdeniz ülke komşumuz, Yunanistan’ın orta bölgelerindeki UNESCO Dünya Mirası listesinde Tesalya vadisinde bulunan Metéora  manastır ve küçük bir yakın  tarihli yerleşim alanına sezonda  günde abartısız 300 ‘e yakın otobüs dolu turistlerini taşırken,  bu güzelim gizemli tarihi mekan onlarda olsaydı, herhalde, Dünyayı taşırlardı.

Korumasından acizlik içinde replikalarını yapalım, müzeye tarihi eserleri taşıyalım düşüncesi, Uluslar arası kültür miras zirvelerinden, panellerinden, konferanslarından çok iyi tanıdığımız, yabancı bilim ve sanatseverler insanları ayağa kaldırır.
Nemrut heykellerin eserlerin segileneceği,  yapılacak müze yakındada olsa bile nostalji tarihi kültürü yaşamak dokunmak onun heyecanını duyacak insanlara  zirvede havamı aldıracaksınız. Bol oksijeni tüm hücrelerine kadar tarih kültür sanat seven insanlar eserlerle tenefüs ederler, sanatsal kıymetli taklitlerde olsa bile replikalarla değil.

Sinamacıların kutsal tarihi mekanı olan Emek sinemasının yok edilmesi sesli -sessiz haykırışları bu nedenledir. Buram buram kültür kokan güzel tarihi mekanı asansör ile çıkartırcasına, 4 ncü kata taşımak projesinde olduğu gibi, hiçbir şekilde Emek sinamasını yıkmıyoruz derken;  bu gülünç olay kadar  Nemrut ‘da ki eserlerin gerçek yerine replikalarını  yapıp orijanali müzeye taşımak aynı şeydir.
Defalarca kubbesi çöken, her seferinde onarılan, şu anda dokusu bozulmadan altın varaklarla parlatılan mozayiklerin, konservatif çalışmaların yapıldığı  Ayasofya örneğinde olduğü  gibi mekanın tarihi eserlerin her türlü objenin ayakta kalması ona verilen değerin göstergesidir.
En basit şekilde, yapı endüstri merkezlerinden yapacak firma hakkında bilgi alınarak, bir portatif fanus ile kötü hava-  kötü iklim şartlarından korunması önlenebilir. Çok yüksek teknolojik metal çatı sistemiyle üstü örtüldüğünde korumaya alırsınız. Böylece yağmurdan sudan korursunuz.
Şu andaki uyduruk direkler ve zincirlerle heykellerin yakına geçmeyi engelleyen, yarısı silinmiş ikaz yazıların olduğu tabelalar taşıdığı direkler yerinden başlatılarak üstü şeffaf uygun mevsimde açılabilen fanus inşasının portatif sökülebilen direkleri dikilebilir.
Oteller, kafeteryalar, müze, hediyelik eşya satan butikler ile yaşanabilir bir turizm merkezi haline gelebilir.
Malatya Uluslar arası Film festivali ile birlikte görünen gerçek; Kaldığımız Turizm alt yapısına,  Ramada Altın kayısı Hotel- Hilton Double Tree Hotel, Anemon Hotel başta olmak üzere gerek otelleri ile gerek ulaşım ana faktörlerin yanısıra  tüm turizm unsurları ile, güler yüzlü, sanata kültüre ilgili insanıyla hızla turizme hazırlanıyorlar.
yilmazparlar@yahoo.com

Bir cevap yazın